Çiftçi Borçlu, Ürün Gübresiz

Üretici köylüler, büyük çıkmaz içinde, tarım girdileri yüksek olduğundan çiftçi artık ekin ekemiyor ve ektiği ürüne (arpa, buğday, tütün, meyve ağaçlarına vb.) gübre atamıyor.

Tarımda girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dert yanan çiftçiler, hem biriken borçlarını, hem de artan maliyetlerin altından nasıl kalkacaklarının hesabını yapıyor. Tüm Köy Sen Malatya il başkanı Ali Gürel, çiftçinin yaşadığı sıkıntıları gündeme getirerek, çiftçinin desteklenmesini talep etti. Gürel açıklamasında; “Başta mazot, gübre, tarımsal ilaçlar, hayvan yemi vb. ürünlere yapılan son zamlarla birlikte tarım ve hayvancılık yapılamaz hale geldi. Ülkemizde yakın döneme kadar tarım ürünlerinde kendi kendine yeten ve aynı zamanda dış ülkelere ihraç yapan bir ülke iken son 10 yılda kendisine yetemeyen ve tarım ürünlerini ithal eden bir ülke haline gelmiştir. Bu duruma gelmesinin nedeni hükümetlerin uyguladığı yanlış tarım politikalarıdır. Tarım girdilerinin yüksek tutulduğu bu tarım politikaları sonucu çiftçi ekim yapamadı. Ektiği ekine yetersiz gübre atarak ekim yaptı. Dolardaki yükseliş sebebi ile başta mazot, gübre, elektrik ve tarımsal ilaçlar, hayvan yemleri her geçen gün zamlanmaya devam etti. Doların düşmesi fiyatlara yansımadı. Bu nedenle gübresiz ekim yapıldı ve tarların büyük bir kısmı boş bırakıldı. Ayrıca dünya kuru kayısısının %85 ini üreten bir il olarak kayısı bahçelerinde sonbaharda kullanılmaya zorunlu olan ilaç ve gübre atılamadı. Böyle giderse ilkbaharda da atmayacağız, bu da kayısı üretiminde rekolteyi ve kaliteyi düşeceği gibi ağaçlarda onarımı zor hastalıklar yaratacaktır. Gübrede %30 indirim tamamen bir göz boyamadır. Mazotun 17 TL yi geçtiği dünyanın en pahalı mazotunu tüketen ülkenin çiftçileri ve üretici köylüleriyiz. Gübrede % 30 indirimler derde derman olmamıştır. Şöyle ki geçen yıl 150 TL olan üre gübresi %30 indirimli 460 TL, DAP taban gübresi geçen yıl 160 TL iken %30 indirimle 460 TL, amonyum sülfat geçen yıl 80TL iken bu yıl %30 indirimli hali 340TL, 2626 can gübre geçen yıl 85 TL iken %30 indirimli 310TL, 1515 gübre geçen yıl 85TL iken bu yıl %30 indirimli 460 TL dir. Nerede bunun indirimleri! Tarım Kredi Kooperatiflerinin bu alt taban fiyatlarına bakıldığında bile bugün %300 zamlı almaktayız. Piyasa satışları ise bu %300 zammın daha da üstünde fiyatlar sunmaktadır. Gübre fiyatları indirildi diyerek biz çiftçilerle alay edilmektedir! Sulama suyundaki elektriğin %126 artırmak demek tarlaları sulamayın, üretmekten vazgeçin demektir. Bir çiftçinin ortalama 4-5 ay bir tarlayı suladığı düşünülürse, bu zamlar doğrultusunda tarlasını satsa elektrik ve su borçlarını ödemeyeceği anlamına gelmektedir. Hayvansal yemlerin 50 kg lık torbası 80 TL den 240-280 TL fiyatlarına ulaşmıştır. Bu fiyatlarla süt ve et üreticisine üretime devam et demek akıl işi değildir. Diğer taraftan, üreticiler tarım kredi ve Ziraat Bankasına olan borçları nedeniyle icralık duruma düşmüşlerdir. Traktörlerine, zirai ekipmanlarına icra yoluyla el konulmaktadır. Üretimin yapılması, üreticinin para kazanması, tüketicinin uygun fiyattan ürün bulması için tarımın desteklenmesi gerekiyor. Bu da mazot, gübre, ilaç, tohum, elektrik vb. girdilerde başta ÖTV ve KDV nin kaldırılması gerekiyor. Fiyatların uygun duruma çekilmesi ve tarımın desteklenmesi ile olur. Uygulanan bu tarım politikalarından derhal vazgeçilmeli ve üretici köylü desteklenerek üretime ve tarlasına geri döndürülmelidir. Mazot, gübre, elektrik, tarımsal ilaçlarda ÖTV ve KDV kaldırılmalıdır. Üreticilerin Tarım Kredi ve Ziraat Bankasına olan tarımsal kredilerinin faizleri silinmeli, ana borçlar çiftçinin geliri gözetilerek yapılandırılmalıdır. Çiftçiye ucuz mazot verilmeli, tarımsal girdilerde zamlar geri çekilmelidir. Gübrede %30 indirim denilen kandırmacadan vazgeçilmeli, üretici köylüye ucuz gübre verilmelidir. Sulama elektriğindeki %126 artıştan vazgeçilmelidir. Dışa bağımlı tarım politikalarından vazgeçilmeli, ithalat yasası değiştirilmeli, stratejik ürünlerde gümrük vergileri yükseltilerek koruma altına alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki çiftçi yoksa et de yok, ekmek de yok, buğday da yok, süt de yok, mercimek de yok, kısacası yaşam için gereken temel ihtiyaçlar yok demektir. Gıdada koşulsuz dışa bağımlılık demektir. “ dedi.

Etiketler : ,

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler