ÜRETİCİ KÖYLÜ PERİŞAN HALDE

Tüm Üretici Köylü Sendikası Malatya Şube Başkanı Ali Gürel; "Üretici köylüler, çiftçiler perişan haldedir. Tarım girdileri yüksek olduğunda çiftçiler artık üretmez durumdadır. Başta mazot, gübre, hayvan yemi, tohum ve tarımsal ilaçların yapılan son zamlarla birlikte tarım ve hayvancılık yapılamaz duruma gelinmiştir."dedi.

Son süreçte gelen benzim zamları ve tarımsal alandaki girdi maliyetlerine üretici köylülerden tepki geldi. Tüm Üretici Köylü Sendikası Malatya Şube Başkanı Ali Gürel, tarımsal faaliyetlerin yapılamaz durumda olduğuna işaret etti. Gürel ilk olarak kredi faiz oranlarını gündeme taşıdı. Gürel; "Ziraat Bankası ve tarım Kredi kooperatifin de kullanılan tarımsal kredilerin faiz oranlarının değişken ve yüksek olmasında kaynaklı borçları katlanarak artmıştır. Tefeci tüccar da daha yüksek faiz uygulayan bu kurumlar yüzünden ya üretici köylü elindeki tarlasını ve traktörünü satmış yada icra yoluyla bu mallara el konulmuştur. Şuanda resmi verilere göre ziraat bankası köylülerin elinde aldığı topraklarla adeta toprak ağası banka durumundadır. Üretici köylü bacası olmayan bir fabrika gibidir. Çünkü üreten bir toplumdur, aynı zamanda kendi geçimini sağlayan ülkenin ekonomisine artı değer katmaktadırlar. Bu dışa bağımlı tarımı bitirme politikalarının sonucu olarak bu "bacasız fabrikalar" kapanarak, tarlasında toprağında koparak şehirlere yönelerek işsizler ordusuna katılmış tır. Bir tarım bakanı düşünün bir gün "Ülkemiz tarımda bir numara, tarım uçuyor, üretici köylü halinden memnun" diyen, aynı tarım bakanı bir sonraki gün " ülkenin çiftçisi önünü göremiyor. Ne ekeceğini ne biçeceğinin olanın yapamamaktadır" diyen bir tarım bakanı var. Sanki bu ülkenin tarım bakanı değil, sorumluluk kendisinde değilmiş gibi aklımızla alay eden bir bakan. Bu tarımsal girdilerle tabi ki Türkiye çiftçisi bir diğer yıla umutla bakarak umutlu olma şansı yok. Bugün Dünya'nın en pahalı mazotunu tüketen ülkenin çiftçileri ve üretici köylüleriyiz. Mazotun bir dolara yaklaştığını, her geçen gün zamların yağmur gibi yağdığı, ilaç ve gübre çeşitlerini yüzde yüz elli arttığı bir durumda nasıl gelecek yılımızı planlayabiliriz sayın bakan. Bu dizginsiz zamlarla, artan girdi fiyatlarıyla bırakın üretip kar etmeyi, kendi geçimimizi sağlayamaz olduk." Dedi. "BIÇAK KEMİĞE DAYANDI" ' Artık bıçak kemiğe dayandı. Et üreticisi, süt üreticisi de bıktı ve üretimden elini çekerek toprağını terk eder oldu.' Diyen Gürel; "Bu sesi duymalısınız! Bu zamları geri çekmeli, mazotu üretici köylüye makul fiyatta vermelisiniz. Şunu herkes bilmelidir ki tarımı hor gören yarını zor görür! İşte yarının ne olacağını sayın bakan bile görememektedir. Ülkemiz iklim değişikliğinden dolayı son bir yıldır ciddi kuraklık yaşamaktadır. Kuraklık kaynaklı hububat ürünlerinin büyük bir kısmı kuruduğu için üretici köylü büyük oranda zarar etmiştir. Borçlarını bir öteki yıla ertelediği gibi yeni yılda bu zamlarla birlikte ne ekip ne biçeceğini kara kara düşünmektedir. Kuraklıktan kaynaklı üretici köylüye Sayın Cumhurbaşkanı tarafından dönüm başı 30 TL ile 100 TL arası destek verileceği vaad edilmiş olup henüz verileceği tarih bile belli değildir. Tarımsal destekler her geçen gün azalmaktadır. 2022 yılı bütçesinde tarıma ayrılan pay 57.6 milyar liradır. Ama çıkarılan son tarım yasasında “Gayrı safi milli hasılanın %1’i eksiksiz olarak tarıma destek olarak verilir” denilmiştir. Buradan bile bakıldığında yasal olan hakkımızı bile bütçeden keserek deve bir kulak verilmiştir. Bu hali ile devlet çiftçiye borçludur! Bu hakkımız verilmelidir! Biz üretici köylü sendikası olarak bu zamların durdurulmasını, mazota gelen zamların geri çekilmesini, üretici köylüye verilen mazotun ucuz verilmesini, özel tüketim vergisi (ÖTV) nın kaldırılmasını talep ediyoruz! Çünkü biz üretici olarak özel tüketim değil aksine özel üretim yapmaktayız! Tarımsal girdiler ucuzlatılmalı, tümünde KDV ve ÖTV kaldırılmalıdır! Tarımsal destekler günün koşullarına göre artırılmalıdır! Dışa bağımlılıktan vazgeçilmeli, ulusal bir tarım politikası uygulanmalıdır! İthalat yasası değiştirilmeli, stratejik ürünlerin gümrük vergileri yükseltilerek koruma kanunu altına alınmalıdır! Dışa bağımlı tarım politikasından vazgeçilmeli, çiftçinin köylünün bu sefaletine son verilmelidir! Tüm bunların gerçekleşmesi için örgütlü bir mücadeleye ihtiyaç vardır! Hep birlikte ses çıkarmalı, anayasal haklarımızı aramalı ve mücadele etmeliyiz! Bu sesimizi devlet yetkililerine duyurmalıyız! Duyurmanın tek yolu Tüm Üretici Köylü Sendikasına sahip çıkmak, orada birleştirmek ve bu sesi güçlendirmektir" dedi.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler