MECLİS TARTIŞMASI DEVAM EDİYOR

Geçtiğimiz günlerde Malatya Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında

 
 
Geçtiğimiz günlerde Malatya Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında, Selahattin Gürkan'a teşekkür etmesine Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder tepki göstermiş ve kısa süreli bir tartışma yaşanmıştı. Cömertoğlu, katıldığı bir televizyon programında yaşanan tartışmayı değerlendirdi.
 
Malatya Büyükşehir Belediyesinde Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ile Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder arasında yaşanan tartışma gündemi devam ederken, Cömertoğlu, Osman Güder için, "Söylediğimi kabul etmek zorunda değil, ama bir başkasını incitmemeli.  O tartışma ilgili bir şey söylemek istemem, o orada kaldı" dedi.
 
 "HERKESİN BAŞKANIYIM"
 
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cömertoğlu, ben bir partiye ait değilim herkesin belediye başkanıyım diyerek; "1994'de siyasi hayata başlamış 28 yaşında evine gelinerek belediye başkanlığı ilan edilmiş ve görev verilmiş, Refah Partisi'nin kuruluşundan, daha sonraki evreden bugünlere gelmiş, bugüne kadar her aşamasında, her noktasında bulundum.  Siyaset dediğiniz şeyi ben hizmet aracı olarak görüyorum. Ben şimdi Refah Partiliyim desem, Refah yok, Faziletliyim desem ikisinde de resmi görevlerim oldu. Saadet Partiliyim desem, Saadet'li değilim. Aslında bu gündem kargaşasından başka bir şey değil. Benim kanaatim, insan hizmet etmek için dünyaya gönderilmiş. Bizim bir görevimiz var, parti görevimiz değil bu. Partilerinde bir görevi ve üstlendiği misyonlar var. Ama hepsinin ötesinde, bu partilerin ve parti dediğiniz organizasyonlar bir yönetime talip olma ve iddiacı olma anlamında kendini ortaya koymaktır. Bizim iddia ettiğimiz nedir? Kamu programındaki her şeyi yerli yerinde tutma ve hizmet eder halde verimlilikle çalıştırmaktır. Bizim elimizde o kadar tehlikeli aygıt var ki, devleti yönetiyoruz. Devlet yönetimi, bugüne kadar ki sosyologların ortaya koyduğu en karmaşık yapıdır. Hücreleri, kılcalları birbirleri ile ilintilidir. Bunların ana aktörleri kimlerdir? Siyasilerdir. Peki, siyasiler birbirlerinin kollarını, kafalarını kırarlarsa ne olur? Şimdi oraya geldik. Dolayısıyla ben partilerin güvensizliğinin kendi içerisindeki sadakat dediğimiz biatleşme usulüyle, her şeyin 'Otur otur, kalk kalk' noktasına geldiği şu dönemde bütün partiler için söylüyorum bunu, bir partiye ait değilim ben yüzde 100'ün belediye başkanıyım" ifadelerinde bulundu.
 
 "BU TEŞEKKÜR KİMİ İNCİTİR"
 
Selahattin Gürkan'a çalışmalarından dolayı teşekkür ettim bu kimi incitir diyen Cömertoğlu;"Benim partilimde aynı hizmeti almak zorunda, benim partimde olamayanda aynı hizmeti almak zorunda. Dolayısıyla biz burada ayrım yapabilecek ve hizmette tercih ederken,' bu sizin partili, karşı partili' diye bir çıkmazı bu topluma dayatacak bir düşüncenin ürünü olmadık. Olanlarında ne kadar basit ve cılız duruşlar sergilediğini de çok net görüyoruz. Kendisi ile alakası olmayan Talihsiz bir sataşmaydı, Osman Başkanımın ki. Sevdiğimiz bir kardeşimiz, Çalıştığımız dönemlerimiz oldu, bu dönemlerde de hiçbir kırgınlığımız olmadı. Metropol da olsa bir ilçenin aynı kanunla, aynı işi yapan, bende bir başka ilçenin aynı kanunla aynı işi yapan eşit şartlardaki bir başkanım. Sadece Nüfus ve kaynak oluşturmadaki çaplar farklı, başka bir şey farklı değil. Dolayısıyla kendi adımıza iş yapan, Marifet iltifata tabidir. Biz kalkıp da kimseye riyakârlık yapacak değiliz. Siyasetin bu riyakârlardan temizlenmesi lazım. Dün orada riyakârlık gösteren bu kardeşlerimizin bu siyasetle katılımcılığı bir tarafa bırakın, yük olamaya başladığını görüyoruz. Kimseyle çatışarak bir yere gidilmez. Çatışmanın kazananı olmaz, siyaset çatışma yeri değildir. Oradaki projede, ortaya koydukları meclis gündeminde konuşacak bir şey görmedim ve sonuçta oylamamız gerekenleri oyladık, sonuçta da bir teşekkür ahde vefa Arapgir'de kalan eksik işlerimizin bu dönem daha hızlı bir şekilde tamamlandığını, eskiye atıfta bulunmadık, kötülemedik, kimseye sataşmadı, isim telaffuz etmedik, sadece marifet iltifat ilişkisini kurmak içinde seviyorum, 10 yıldır bana ağabeylik yapmıştır, başka partilerden olabiliriz, icraatlarını beğeniyorum, benimle olan ilişkisi özel bir ilişki olabilir anma bizim şuanda Büyükşehir Belediye Başkanıyla, ilçe Belediye Başkanı ilişkimiz var. Biz kanun tarafıyız ve birlikte yapmak zorundayız. Eğer bir işini düzenli yapıyor, düzgün yapıyorsa, ayrım yapmadan hassasiyetle yapıyorsa, kıt kanaatle ve eksikliklere rağmen yapıyorsa bunu canla başla ekip çalışması ile yapıyorsa ben buna teşekkür etmeyeceğim de kime edeceğim? Bu teşekkürüm kimi incitir. Kendi cenahından birinin bu konudaki dışa vurmuşluğu, siyasetteki tıkanmanın gerçek kaynağıdır. Kendi oturup kalktıkları koltuklarda ben ve benim durumumda olan bütün başkanların ahde vefa dediğimiz, millete vefadır, partiye vefa değildir. Parti dediğimiz bizi yük olmaktan kurtarmalı. Ne bizleri millet yük etmeli, nede kendi üzerine yük almalıdır. Bizim bir sloganımız vardı seçimde hep kullandık ve samimiyetle de buna inanıyorum. Yük olmayacağız, yük alacağız. Partimiz içinde, milletimiz içinde böyle olacağız. Kurumumuz içinde, Devletimiz içinde böyle olacağız. Oyun oynamıyoruz burada, sonuçta bir kaderi paylaşıyoruz. Ahret yolcusuyuz, partilerin din ile alakası yok ki ya, dine getirip dayadılar bunları. En çok benim bu konuda karşı çıktığım ve karşı koyduğum burasıdır. Ben ehlisünnet, el cemaat çizgisinde olan herkesin bildiği bir adamım. Dün sağ tarafındayım, bugün sol tarafındayım ne olacak, ne değişti benim için? Benim için değişen çok şey var. Millete bunu anlasın, eğer kısır kalıpların içerisinde bir hizmet üretilmek isteniyorsa bunun adı sömürüdür, küskünlüktür, düşmanlıktır" şeklinde konuştu.
 
"NOTERLİK OLMASIN"
 
Noterlik eleştirileri ile açıklamasını devam ettiren Cömertoğlu; "Bütün belediyeler kaynaksızlıktan iş yapamıyor, peki dünkü kaynaklar. Bu döngünün içerisinde siyasi belirsizlik var işte. Tepeden atama sistemiyle gelen, kaynak kullanımını bilmeyen, kimin adına orada durduğunu, oturduğunu bilmeyen, kapısında bekletip azar ettikten sonra kendisini küheylan bilen tipler, 'Hayır sen başkasına laf söyleyemezsin, haddini bil' diyenler hangi gelenekten, kimin onayıyla geldiler. Partileri kaldırın bakalım kim ne kadar oy alıyor. Hodri meydan, 50 yıl sonra Arapgir'de sol iktidar olmuşsa otursun düşünsünler. Partimi kazanıyor burada, yoksa şahıslar mı? Burada konu olan hizmet araçlarıdır. Partiler her şeyin üstüne çıkarsa olmaz. Benim odama geldiğiniz de Arapgir Belediye Başkanının odası milletin odasıdır. Ben orada millet adına emanetçiyim. Şehrin emanetçisi sıfatıyla oradayım. Herkesi kucaklamak zorundayım. Dolayısıyla şehri emanetini kalkıp da parti emanetine, kişi eminliğine, ilçe, il teşkilat eminliğine çevirirseniz noterlik yaparsınız orada. Size noterlik yaptırırlar, ondan sonrada kovboy gibi anlamadan, dinlemeden kalkarsınız hayt, hüyt  bildirmeye çalışırsınız. Benim o küskünlüklerde ve tartışmalarda hiç yerim yok. Ama bir sataşma varsa, bu sataşmalara sonuna kadar milletin adına karşı çıkarım. Orada bir misyonla, Arapgir Belediye Başkanı olarak oradayım. Orada konuştuğum her şey Arapgir'in kabul ettiği olmalı. Söylediğimi kabul etmek zorunda değil, ama bir başkasını incitmemeli.  O tartışma ilgili bir şey söylemek istemem, o orada kaldı. Ben Selahattin Başkanımı seviyorum, yaptığı hizmetlerden dolayı kendisine teşekkür ederim. Yapamadıklarını da eleştiririm amma velakin her şeyi yerinde ve üslubunda yapmalıyız. Vatandaş temelinde ayrılık yok"  dedi.

Etiketler : ,

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Diğer Haberler