Yeni Adli Yıla Dağ Gibi Sorunlarla Giriyoruz
Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği; “Maalesef Malatya Çağdaş Avukatlar Derneği bu yargı yılında avukatların yaşadığı sorun ve sıkıntıların bitmesini temenni ederek açıklamalarda bulundular. Dernek yönetim kurulu tarafından yapılan açıklamada; 1 Eylül 2022 Perşembe günü itibariyle yeni adli yıl fiilen başlamıştır. Yeni adli yılın başta avukatlarımız olmak üzere hakim, savcı meslektaşlarımıza ve adliye çalışanlarına, yine adalet /hukuktan yana umudu olan tüm yurttaşlarımıza hayırlı olmasını diliyoruz. Maalesef 2022-2023 adli yılına yargının ve savunmanın dağ gibi büyüyen sorunları ile giriyoruz: Meslek sorunlarımızın ana kaynağını oluşturan en önemli problemlerden biri avukat sayısında her geçen gün orantısız bir artış yaşanmasıdır. Zira Türkiye’de 87’si devlet ve 45’i vakıf üniversitesi olmak üzere, toplamda 132 hukuk fakültesi bulunmaktadır. Türkiye’nin ekonomisiyle ters orantılı bu artış sonucunda genç meslektaşlarımız ofis açamamakta, işçi avukatların sayısı artmakta, birçok meslektaşımız asgari ücretin de altında ücretlerle çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu kriz sarmalından çıkmanın tek yolu hukuk fakültelerinin sayısının hızla azaltılması ve kontenjanların da düşürülmesidir. Stajyer ve genç Avukat meslektaşlarımız geçim sıkıntısı ve işsizlikle mücadele etmektedir. Bu durum karşısında büyük umutlarla çocuklarını hukuk fakültesine gönderen yüzbinlerce ana, baba ve aile hayal kırıklığı ve çaresizlik yaşamaktadır. Asgari ücretin bile altında çalışan, intihar eden, ruhi bunalımla intihar aşamasında olan avukatlar, yaşlı meslektaşlarımızın perişan emeklilik ve geçim sıkıntıları; Avukatlara yönelik içler acısı emeklilik kriter ve maaş durumu artık görmezden gelinemeyecek bir durumdadır.” “YARGIYA OLAN GÜVEİ ORTADAN KALDIRIYOR” Açıklamanın devamında ise; “Hukuk fakültelerindeki kontenjan ve eğitim sorunu çözülmezken, her yıl siyasi kaygılarla yeni hukuk fakülteleri açılmaktadır. Bu sebeplerle Hâkim/Savcı/Avukatların mesleki/niteliksel erozyonu en üst düzeye ulaşmıştır. En temel oturmuş ilkelerin farkında olmayan meslek mensupları meslek icra etmeye başlamışlardır. Bu durum yargıya olan güveni ortadan kaldırmaktadır. Kendisini bir yere bağlı hisseden, bağımsız ve özgür olmayan, tarafsız olmayan bir meslek mensubu yargı dağıtamaz. T.B.M.M nezdinde bu soruna bir çözüm bulunmalıdır. Yine uzlaştırma ve arabuluculuk gibi sisteme entegre edilen ve avukat olamayan kişilerin de kabul edildiği bu yargı dışı alternatif çözüm yollarının kapsamı her gün daha da genişletilmektedir. Avukat sayısındaki hızlı artış ile iş alanlarının daraltılması “yoksul avukatlar” sınıfının her geçen gün daha da artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle yargı dışı alternatif çözüm alanlarının kapsamı daraltılmalı, isteyen tüm avukatların arabuluculuk yapması konusunda gerekli düzenlemeler yapılması gerekmektedir. DMK'daki açık yasağa rağmen, hukuka aykırı yöntemlerle, uzlaştırmanın özellikle hukukçu olmayanlara da açılması; bu kadar hukuk fakültesine, kontenjana ve hukukçuya rağmen, idari yargı hakimliğinin herkese açılıp, KHK'yla sınırsız hale getirilmesi; CMK ve adli yardım ücretlerindeki açık hukuksuzluk; ivedilikle çözülmesi gereken sorunlar olarak önümüzde durmaktadır. Yargının ve savunmanın sorunları ağır olmakla birlikte çözümsüz olmadığı da bir gerçektir. Bugün geldiğimiz aşamada mesleki sorunlarımızın çözümü elzemdir. Yeni adli yılda en büyük çabamız; Yargının tecellisi için gece gündüz demeden mücadele veren avukatların özlük haklarının, yargının diğer unsurları ile eşit düzeye getirilmesi olmalıdır. Ayrıca avukatlık mesleğinin tercih edilmesini sağlayacak ve mesleği icra edilebilir kılacak yasal düzenlemelerin de yeni adli yıl içerisinde yapılmasını gerekmektedir.” İfadelerine yer verildi. “MÜCADELE ETTİK” Hukukun üstünlüğü için her zaman mücadele ettiklerini yineleyen avukatlar; “Tüm bunların yanında yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığının en önemli değerlerimiz olduğunu belirtmek isteriz. Bakanlığa ve siyasi iradeye bağlı yargı ve savunma oluşturma çabaları; fikir ve düşünce hürriyetine yönelik sınırlamalar; yargının erk olarak görülmemesi; hak arama ve dava açmadaki aşırı masraf ve harçlar; adil yargılama ve savunma hakkı üzerindeki engellemeler; yargı üzerindeki siyasi ve bürokratik baskılar, yargıyı baskı altına alma çabaları, Cimer-bimer uygulamasının amacından tamamen çıkıp, yargı üzerinde baskı oluşturmaya dönüşmesi; Hakimlik ve savcılık sınav ve mülakatlarındaki şaibe ve sıkıntılar, yargıya güven ve saygı sorunu, yargı üzerinde ve içindeki siyaset, cemaat ve tarikat etkinliği hususları hukukun üstünlüğüne inanan bir düzen oluşturma yolundaki en büyük engellerdir. Bizim de bütün sıkıntımız ve çabamız bunların çözümüne dönük olacaktır. Temel insan hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınacağı, savunmanın keyfi uygulama ve sınırlanmalardan kurtulduğu, adil yargılama ilkesinin sadece yargılama için değil, yargılayacak kişilerinde adil seçildiği günlerin sağlandığı bir düzenin çabası içinde olmaya devam edeceğiz. Biz avukatlar yargı bağımsızlığı için tarih boyunca mücadele ettik. Yeni adli yılda da bağımsızlığımızdan aldığımız güç ve tarihimizden gelen kararlılıkla bu mücadeleyi sürdüreceğimizi belirtmek isteriz. Gerçek bir hukuk devleti, bağımsız ve tarafsız bir yargı ve özgür savunma mücadelemiz sürecektir. Öncelikle özgür ve bağımsız bir ülke olma hayalleri üzerinde yükselen ve nihayet zaferle kucaklaşan şanlı destanın adı olan 30 Ağustos Zafer Bayramınızı ve barış ve kardeşlik temennileri ile karşıladığımız 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutluyor ve yeni adli yılın ülkemize, milletimize, meslektaşlarımıza insanlığa ve dünyaya Adalet, barış ve huzur ve mutluluk getirmesini diliyoruz.” İfadelerinde bulundular.
Henüz Yorum yok